Söykü:
kitaba düşen adam
giriş
yazının silindiği
yerde kalbi belirmekte
kavminin kırdığı ve
ezdiği bedeni
her sayfada
ve tam tepeye
çıkartıldı
görmeyen kalmasın
diye
parçalanmış
bedeninin izleri
zamanın her
parçasında saçılmış durmakta
azap ise zamanın çok
ötesine geçmiş şimdi
ve bu azap kabul
görerek diğerleri içinde
yön olarak
sahiplenilmektedir
ilk
kapının açık
olduğunu hissetmezsin yaşarken
oradan girenin de
kim olduğunu bilemezsin
ilk anda
üstelik sana yakın
duranlar en uzaktadır
çoğu zaman
her zaman çocuğun
birisindir ya
bekleyiş
kapıyı hissetmeden
yaşayan
kimden gidilir
zamana
yakına en tepkisel
sen şehrin avucuna
düştün
avuçları boştur
çocukların
mavi gökyüzünde
beyaz bir bulut
gözükür damların
ardından
gözlem
taşkın abiler bilir
türleri
sadece altını çizer
ama yaşamazlar
bakkalın önünde can
verirler sanrılara
tesciline girer bir
rüyadır kasabın kızı
rüya kasabı sabi
kamaşır
kınama
esriklere öykünerek
kanar
gerçek hep bulanık
amaç hep kısadır
kaydı kalır diye
geçer zamandan
öğrenmek
ehlileşmektir yaban bilmez bunu
mazeret
akut bir dil değil
ki bu benimkisi
ordan burdan
kavrayabilirsin
çok da temiz
sayılmaz yani
senin nerenden
giderse sen de ordan git
zaten izin kalmasa
da olur
sadece çocukluğuma
merhamet ettiğimden
bunu bilesin
tarz
tarz her zaman aşkın
bir çıkıştır
terslemeden de olmaz
kabul eden gönül
gözüdür
tarzını kendinde
eritir arz döker
hüznün nerende
saklıdır ki
istemeden çıkar
kaygı nerene
saplıdır ki
sitemi kaydeden yazı
soruda kemikleşir
her cevaplar soruda
gizlidir
altıeylülikibinaltı
dilemma
söykü:
sokak tapınakları2 :
1 yeşil tapınak:
tuz yazının düştüğü yerde tuz
yazının üzerine geldin
teninin düştüğü yerde acı
teninin düştüğü yerde renk
acının üzerine geldin
gelme
birinci kural:
acının üzerine gelme
ikinci kural:
acının üzerinde dur
üçüncü kural:
kurallara uy
sokak tapınakları2 :
1 yeşil tapınak:
tuz yazının düştüğü yerde tuz
yazının üzerine geldin
teninin düştüğü yerde acı
teninin düştüğü yerde renk
acının üzerine geldin
gelme
birinci kural:
acının üzerine gelme
ikinci kural:
acının üzerinde dur
üçüncü kural:
kurallara uy
2 kırmızı tapınak:
ardından bakıldı
denize açıldın
su yazının düştüğü yerde su
yazının üzerinde yüzdün
elinin düştüğü yerde çizgi
elinin düştüğü yerde renk
resmin üzerine geldin
gel
birinci kural:
resmin üzerinde dur
ikinci kural:
resmine uzaktan da bak
üçeylülikibinaltı
şarkı
kimen
takılar
sel
akar
şan
bozalır
kam
akar
sim
gerer
ölesim
geler
beyaz
rakılar
el
satar
tüfenk
tozalır
san
akar
im
gerer
gidesim
geler
ayaz
akılar
şen
bakar
kem
bozalır
şan
akar
yirmidörtocakikibinon
tiz
sokak azizi
ellerimde
kıvranan solucanlar
gibi
yağıyor yağmur
bu
şehirde sokaklarda
kıvranan
insanlar
düzen
düzmece süren
zaman
tersten seyredilen fil imge
kısa
döngüsel hayatlarda
yirmidörtocakikibinon
görünmeyen aziz
göz ucunda renk
yanlış harf basılı
bakışında karardı
ifrit
ağacın kucağında
yosunlu yatar
söz akıtır göz
boyatır temsil buna dayanır
ama bu yeterli değil
ağaca bak taşa bak
gördüklerin ne
bilebilir misin
taşın yanında bir
başka taş
o kadar mı-
sralar yaz toprak at
üzerine
kapatılan ne-
rede duruyor
bilebilir misin
onbeşşubatikibinon
sırra ermiş
tesellisi neresinde
diye durma
mış
tersinden açıp çık
ılmaz
dediler ama zor
değil ya
ardından gözükmekte
her şeyin izi
şarkının bile tersi
var
adrese giden kedi
gibi
yirmibeşekimikibinon
ev içi
sona demledi düştü
uyku
sandalye sızmadı
kapıdan
sadece sarhoş bir
ışık dışarıdan
paslı ve yaslı ağaca
sokak lambasından
sona demledi ürperdi
uyku
soba sarı kara yandı
geceye
hecelenmiş
dalgaların denizden
sesleri ardında
bırakılmış
sona demledi sakındı
uyku
sakin ahşap çıtırdadı
zamana
bir ışık bir ışık
daha tavana
raflarda kıstırılmış
tabaklar
sona demledi durdu
uyku
kapış kapıştı
iğneler kuytu kutu
tenekesi ya pas ya
rüyalı
bir saksı torağa
kokulu gene geç
sona demledi sustu
uyku
ağaran güneş
zambakta titreyen
korku asıl asılmış
bahçesine diyen
fotoğrafı duvarda
yansıyan
onbirocakikibinonbir
39. görüngü açıklamaları:
bu görüngünün onbirocakikibinonbir’de
bittiğine karar verildi
pd
görüngülerinin nadiren de olsa gözüktüğü Halep pasajında Beyoğlu sineması fuayesindeki
pentimento artık yok
bu
görüngüde de diğerlerinde olduğu gibi her zaman belirtildiği üz’re büyük usta
Jorge Luis Borges’e hep ustam olarak kabul ettiğim Albrecht Dürer’e onların
büyük ruhlarına bize bıraktıkları eşsiz değerlere sonsuz teşekkürlerle naçizane
adanmıştır
ayrıca
siyah kalem ustayı da bu görüngüde anmak lazım
bu görüngüde dinlenebilir:
1 vandergraaf / firebrand
2 Led Zepplin /
Kashmir
3 Pink Floyd /
Stairway to Heaven
4
Supertramp / Dreamer