POLİKİNİK DİLEMMA ara görüngü 18/b
her
her şiddetli yağmurda ıslanmış şeytanlar düşer
ve uzun ıslaktırlar
ve asalarıyla da olsa dikkat çekmezler
şehrin eski parke taşları piyano tuşları gibidir
ve yağmur yağdığı zaman çalarlar eski bir şarkıyı
şimdi yağmur yağmıyor bunu iyi biliyorum
üzerime yağıyor ıslanıyorum ıslanıyorum
insanlar yürüyorum boylu boyumca
kimse hissetmiyor yağmuru
ıslanıyorum ıslanıyorum
onbirtemmuzbindokuzyüzdoksansekiz
kumsal
yürek atmakta
narin tıpırtılarla ta içeride
kumsalda kumdan kale gibi
kendini yerlebir edecek
dalgayı
bekler
gibi
onikiocakbindokuzyüzdoksansekiz
ay
yarım kalmış bir yüzdür
ay
gümüş ruhlu
sarı kaftanlı sultan
mühründe sihir kazılıdr
ah aşk
onaltıağustosbindokuzyüzdoksaniki
göz
gözlerin ateş
yum gözlerini yuum
salgılar sızılar
ağır bir ağrı içine akıyor
zamanın ve belki de yaşamının
hiç umma
direncine tutunarak saklan
yirmibirnisanbindokuzyüzdoksansekiz
bir
büzülmüş
kımıldayamadığımda
siren sesleri ve yiten kenar çizgileri
elinizde tuttuğunuzda
fark edebilirsiniz ancak
onu görüyorum
kılcal damarlarımda var olan
iki
kapıların kenarlarında gölgeler
gölgelerde çocuklar
çocuklarda gözler
sarkan sağır kağıtlarda yazılar
gibiydik
duvarlarda
üç
hepsi eski taşlar
küçük hayvancıklar su diplerinde
tahta masada kırık kaplar
çivilerin pas izleri
her şiddetli yağmurda ıslanmış şeytanlar düşer
ve uzun ıslaktırlar
ve asalarıyla da olsa dikkat çekmezler
şehrin eski parke taşları piyano tuşları gibidir
ve yağmur yağdığı zaman çalarlar eski bir şarkıyı
şimdi yağmur yağmıyor bunu iyi biliyorum
üzerime yağıyor ıslanıyorum ıslanıyorum
insanlar yürüyorum boylu boyumca
kimse hissetmiyor yağmuru
ıslanıyorum ıslanıyorum
onbirtemmuzbindokuzyüzdoksansekiz
kumsal
yürek atmakta
narin tıpırtılarla ta içeride
kumsalda kumdan kale gibi
kendini yerlebir edecek
dalgayı
bekler
gibi
onikiocakbindokuzyüzdoksansekiz
ay
yarım kalmış bir yüzdür
ay
gümüş ruhlu
sarı kaftanlı sultan
mühründe sihir kazılıdr
ah aşk
onaltıağustosbindokuzyüzdoksaniki
göz
gözlerin ateş
yum gözlerini yuum
salgılar sızılar
ağır bir ağrı içine akıyor
zamanın ve belki de yaşamının
hiç umma
direncine tutunarak saklan
yirmibirnisanbindokuzyüzdoksansekiz
bir
büzülmüş
kımıldayamadığımda
siren sesleri ve yiten kenar çizgileri
elinizde tuttuğunuzda
fark edebilirsiniz ancak
onu görüyorum
kılcal damarlarımda var olan
iki
kapıların kenarlarında gölgeler
gölgelerde çocuklar
çocuklarda gözler
sarkan sağır kağıtlarda yazılar
gibiydik
duvarlarda
üç
hepsi eski taşlar
küçük hayvancıklar su diplerinde
tahta masada kırık kaplar
çivilerin pas izleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder