11 Ocak 2011 Salı

POLİKİNİK DİLEMMA görüngü 39




Söykü: kitaba düşen adam


giriş
yazının silindiği yerde kalbi belirmekte
kavminin kırdığı ve ezdiği bedeni
her sayfada
ve tam tepeye çıkartıldı
görmeyen kalmasın diye
parçalanmış bedeninin izleri
zamanın her parçasında saçılmış durmakta
azap ise zamanın çok ötesine geçmiş şimdi
ve bu azap kabul görerek diğerleri içinde
yön olarak sahiplenilmektedir

ilk
kapının açık olduğunu hissetmezsin yaşarken
oradan girenin de kim olduğunu bilemezsin
ilk anda
üstelik sana yakın duranlar en uzaktadır
çoğu zaman
her zaman çocuğun birisindir ya

bekleyiş
kapıyı hissetmeden yaşayan
kimden gidilir zamana
yakına en tepkisel
sen şehrin avucuna düştün
avuçları boştur çocukların
mavi gökyüzünde beyaz bir bulut
gözükür damların ardından

gözlem
taşkın abiler bilir türleri
sadece altını çizer ama yaşamazlar
bakkalın önünde can verirler sanrılara
tesciline girer bir rüyadır kasabın kızı
rüya kasabı sabi kamaşır

kınama
esriklere öykünerek kanar
gerçek hep bulanık
amaç hep kısadır
kaydı kalır diye geçer zamandan
öğrenmek ehlileşmektir yaban bilmez bunu








mazeret
akut bir dil değil ki bu benimkisi
ordan burdan kavrayabilirsin
çok da temiz sayılmaz yani
senin nerenden giderse sen de ordan git
zaten izin kalmasa da olur
sadece çocukluğuma merhamet ettiğimden
bunu bilesin


tarz
tarz her zaman aşkın bir çıkıştır
terslemeden de olmaz
kabul eden gönül gözüdür
tarzını kendinde eritir arz döker


hüznün nerende saklıdır ki
istemeden çıkar
kaygı nerene saplıdır ki
sitemi kaydeden yazı soruda kemikleşir
her cevaplar soruda gizlidir







altıeylülikibinaltı








söykü:

sokak tapınakları2 :

1 yeşil tapınak:
tuz yazının düştüğü yerde tuz
yazının üzerine geldin
teninin düştüğü yerde acı
teninin düştüğü yerde renk
acının üzerine geldin
gelme
birinci kural:
acının üzerine gelme
ikinci kural:
acının üzerinde dur
üçüncü kural:
kurallara uy








2 kırmızı tapınak:
ardından bakıldı
denize açıldın
su yazının düştüğü yerde su
yazının üzerinde yüzdün
elinin düştüğü yerde çizgi
elinin düştüğü yerde renk
resmin üzerine geldin
gel
birinci kural:
resmin üzerinde dur
ikinci kural:
resmine uzaktan da bak



üçeylülikibinaltı








şarkı


kimen takılar
sel akar
şan bozalır
kam akar

sim gerer
ölesim geler

beyaz rakılar
el satar
tüfenk tozalır
san akar

im gerer
gidesim geler

ayaz akılar
şen bakar
kem bozalır
şan akar




yirmidörtocakikibinon








tiz sokak azizi


ellerimde kıvranan solucanlar
gibi yağıyor yağmur
bu şehirde sokaklarda
kıvranan insanlar
düzen düzmece süren
zaman tersten seyredilen fil imge
kısa döngüsel hayatlarda


yirmidörtocakikibinon










görünmeyen aziz

göz ucunda renk yanlış harf basılı
bakışında karardı ifrit
ağacın kucağında yosunlu yatar
söz akıtır göz boyatır temsil buna dayanır
ama bu yeterli değil
ağaca bak taşa bak
gördüklerin ne bilebilir misin
taşın yanında bir başka taş
o kadar mı-
sralar yaz toprak at üzerine
kapatılan ne-
rede duruyor bilebilir misin


onbeşşubatikibinon








sırra ermiş

tesellisi neresinde diye durma
mış
tersinden açıp çık
ılmaz
dediler ama zor değil ya
ardından gözükmekte her şeyin izi
şarkının bile tersi var
adrese giden kedi gibi

yirmibeşekimikibinon




ev içi

sona demledi düştü uyku
sandalye sızmadı kapıdan
sadece sarhoş bir ışık dışarıdan
paslı ve yaslı ağaca sokak lambasından

sona demledi ürperdi uyku
soba sarı kara yandı geceye
hecelenmiş dalgaların denizden
sesleri ardında bırakılmış

sona demledi sakındı uyku
sakin ahşap çıtırdadı zamana
bir ışık bir ışık daha tavana
raflarda kıstırılmış tabaklar

sona demledi durdu uyku
kapış kapıştı iğneler kuytu kutu
tenekesi ya pas ya rüyalı
bir saksı toprağa kokulu gene geç

sona demledi sustu uyku
ağaran güneş zambakta titreyen
korku asıl asılmış bahçesine diyen
fotoğrafı duvarda yansıyan


onbirocakikibinonbir







39. görüngü açıklamaları:

bu görüngünün onbirocakikibinonbir’de bittiğine karar verildi
pd görüngülerinin nadiren de olsa gözüktüğü Halep pasajında Beyoğlu sineması fuayesindeki pentimento artık yok
bu görüngüde de diğerlerinde olduğu gibi her zaman belirtildiği üz’re büyük usta Jorge Luis Borges’e hep ustam olarak kabul ettiğim Albrecht Dürer’e onların büyük ruhlarına bize bıraktıkları eşsiz değerlere sonsuz teşekkürlerle naçizane adanmıştır
ayrıca siyah kalem ustayı da bu görüngüde anmak lazım



bu görüngüde dinlenebilir:

1 vandergraaf / firebrand

2 Led Zepplin / Kashmir

3 Pink Floyd / Stairway to Heaven

4 Supertramp / Dreamer



iletişmemek için gereksiz adresler:

polikinikdilemma@hotmail.com
polikinikdilemmaster@gmail.com

Hiç yorum yok: