16 Ağustos 2011 Salı

POLİKİNİK DİLEMMA görüngü 15




söykü

şehirdeki gecenin tüm gölgeleri

evdeki odalara sinmiş

karşısındaki insanın yüzünde beliren seslere

dayanabilecek gücü kendinde bulabilirken

kendi dehlizlerinde dolaşmak yeterliyken

yine de ihtimalleri gözönünde bulundurarak

başkalarının dehlizlerinde de seyahat etmek

sorumsuz gereklilikti

bazılarında gizli açıklıklar olabilirdi

bana kalırsa gecenin güneşi ay değildi

çünkü bu herkesin kolayca uydurabileceği

zavallı bir oyundu

üstelik katil her zaman kazanır

gerçekliği uluorta söylenemez

ve bu evrenin yıkımı formülüne çok terstir

hırs ilenç övünç ve ölüm

yirmiüçşubatbindokuzyüzdoksanyedi





ay kıyıları


hangi ay

kuşkusuz dalgalar

hep mi ay

kıyılara mı çarparlar

- birdaha asla


ondörtşubatbindokuzyüzdoksanyedi

ne rgİZ

sıkıntılı bir havada

tozlu yolu YÜRÜyerek

suyun tekinsiz saydamlığına

bIRAKılmış gÖZlEr

ve

derinde derin derin yaralar

altışubatbidokuzyüzdoksanyedi





görünmezler kenti var

kımıldamaz yeşil dağlarda

uykunun kanatlarıyla

GEleCEğim

geleceğim

güneşin DÜŞtüğü yerdeki KIZIllığa

usulca dokun grileşmiş bulutlara

ellerin yaşlanınca

birdaha toprağa ayAKbasmak istemezSİN

gözlerin İhtişamı GÖRmüştür AYNADA

dörtşubatbindokuzyüzdoksanyedi







söykü:

çirkin cinin hayal tarihinden portreler

ses toplayıcıları

biliriz ki gündüzleri çok ses olur

ve bu seslerin sahipleri

akşam üzerlerinden geceye doğru ortalıktan çekilmeye başlarlar

geceleri dışarıda pek kimse kalmaz

fakat sesleri kaybolmaz

onlar oraya buraya çarparak etrafta salınırlar

ses toplayıcıları işte bu sesleri bir bir toplarlar

yanlarında taşıdıkları denizkabuklarının içine koyarlar

gecenin ortalarına doğru etrafta artık ses kalmamıştır

bazen bir köpek havlar

bir araba klakson çalar ve gürültüyle geçerse

münasebetsiz bir karga bağırırsa

birisi ıslık çalarsa

ses toplayıcılarına iş düşer

ortalıkta çok ses olduğu bilinir

ses toplayıcılarının sayısınıysa kestirebilmek zordur

kimi sadece bir kişi olduğunu söylemekteyse de

yüzlerce olduklarını söyleyenler de vardır

sabahları kuşlar ötmeye başladığında

ses toplayıcılarının işleri bitmiştir

deniz kabuklarını aldıkları yerlere koyup

titizlikle seçtikleri sessiz bir yerde yatıp

uykuya dalarlar

Yirmiüçşubatbindokuzyüzdoksanyedi

geçenlerde bir denizkabuğunda çocukluk sesimi duyar gibi oldum




açıklamalar:

* şimdi tarih 12 haziran 2005

oysa ki bu görüngü ilk olarak 1997 yılında belirmişti

* fonda tom waits çalmakta (lullaby)

* az önce (star trek) yani bizim bir zamanlar (uzay yolu) diye bildiğimiz diziyi dvd marifetiyle seyretmiş bulunuyorum

daha doğrusu dört set

yani dört sezon diye

satılan bu koleksiyon malzemelerinin ilk üçünü

doğum günümde kendime aldım (13 nisan)

ve o zaman bu zamandır seyretmekteyim

1966–67-68 yıllarında çekilmiş olan bu seriler

2268 yıllarında falan geçiyor

kaptan kirk - mr. spock ve doktor mccoy

kaptanın seyir defteri:

uzay son sınır

bunlar uzay gemisi atılganın uzayda beş yıl boyunca yaptığı yolculukların serüvenleri

amacımız daha önce gidilmemiş yerlere gitmek

yeni uygarlıklar keşfetmek

seyrederken bazen

koca yelkenli gemilerle 16. veya 17. yüzyılda

denizlerde gezen kâşifler aklıma geliyor

pek fark yok

bu kaptan biraz daha hümanist ve akılcı o kadar

o kadar değil tabi aynı zamanda emperyalıst değil

yani çok ütopik (burada ünlem işareti kullanmam gerekir mi

diye düşündüm bir an)

her neyse yıl 2005 durum ortada ünleme ne kadar gerek varsa artık

* bu bir tekbaşınalık etkinliğidir

o yüzden polikinik dilemma ile kazaen irtibata geçmemek için gerekli olan adresler aşağıdaki gibidir

polikinikdilemma@hotmail.com

Hiç yorum yok: