14 Nisan 2009 Salı
POLİKİNİK DİLEMMA 6. görüngü
köpeklerin karanlığa bakışları
onlar aslında gülerek
ölümü seyrediyorlardı
sık ilmiği
çek ipi
işte ölüm
gülün bağırın
şarkı söyleyin alkışlayın
işte ölüm
atmosfer elektronik bir gürültüye dönüşmüştü
ceset ipin ucunda sallanıyor
herkes alkışlıyordu
çılgınca delice
alkışlanmalıydı
örtün üstünü ölülerin örtün
beyaz bir tül örtecek
daha sonra telleşecek kararacak
bir
her şey gene bir ikti
kan birikti
irin birikti
gözyaşı
düş
kan taşıyor
aşk bir şavkı koy
kılıcımın kını yok kılıcımın
saçlarımdan bir balina öper
beyazdır
bu bakımdan geceler o kadar siyAH
üşümüş
geceden kalmış orospular
sabahları gözlerinize nasıl bakar
ve kazancı’da
aşık olmaz mısınız
kendimin kıyısındayım
gördüğüm düşteyim
bana o kara bir kuştur
tünemiştir
dokuzşubatbindokuzyüzdoksaniki
dört (leme)
sır bana sürülmüş
o görülür
onikişubatbindokuzyüzdoksaniki
beş (kez)
göz ve son
hatta hattat başlangıç
uç uç
aralıkbindokuzyüzdoksaniki
kavrayarak karanlıkları
eski sarnıçta toplandık
suyla beraber
sonra akttık kendi kendimize
şaraba benzer
denizlerinde gökyüzünün
deniz atı dinginliğinde
kıpkızıl bir arya idi yankılanan
yirmibeştemmuzbindokuzyüzdoksan
kendine mütehasıs deve kervanlarında gezinen bulanık gözlü bi geç yavrudan öğütler:
9- ağacınızı dikenleseniz de meyvanızı zehirleseniz de sizler gibi ölülerin
bizim soframızda yoktur farkı
doğrucu olsada bir soytarıdan
bize bana pencereyi açmasak da içeri dolacak
eskiyince ve bozulunca daha karanlık bir görünüm sunacak
tipi lâzım tipi
10- kimseyi sevemezsin
aşktan söz edildiğini çokca duyduğun halde
insanları seni sevmeye zorluyorsun
mutsuz olacaklarını bile bile
bunu farkına varanlara tutuluyorsun
kurtulup kaçmak için yeni hedefler belirliyorsun
seni sevmeler hiç bitmesin istiyorsun
korkunun sözlük anlamını yaşamanın
hissetmenin peşindesin
seni tanıyanların gözünde –iyi- olarak seviliyorsun
bu seni kahrediyor
-hedefinin kalmayacağı zamanı bekliyorum
dedi
sen ne dersin?
bunu hep sor
11- tarihsel ya da ekonomik her türlü durumda da varolan güçler ölçümü
güçler oranını
bir de aşkı anlatır
ikisi de imkânlar sanatıdır
güçler oranını bilmek
karşı karşıya gelen her iki tarafın da belli bir andaki durumunun dökümünü yapabilmek demektir
gerçek verileri vahim bir biçimde deforme etmek
serüvenciliği getirir
buradan hareketle birini sevmek barbarlıktır
çünkü çünkü bunu değerlerini harcayarak yapar
sevildiğini bilipte sevmeyen ruh en dipteki posasını ele verir
verme
Aslan Cem ŞAHİN bindokuzyüzdoksanbir
Guadalquivir
Cuando las pilas esperar ando
Estéreo vaya de las mismas
(De Divan de Almoqtahir el Magrebi
siglo XII.)
Juventino Bérez Riagosa
Guadalquivir
Soğuk bir soluk akar oluk oluk
Güz akşamı ellerimden
(El Muktedir el Magrebi’nin Divanından
XII. y.y.)
Juventino Bérez Riagosa
XII. y.y. İspanyol Şairi
Tan Vakti
Kör çocukların aynalarda
kendilerini gördüğü yerdir ruhum
Ağır çalınan bir ezginin
notaları denli
Şeyh Sainüddin Fergani
(Ayna adlı uzun manzumesinden)
XII ? y.y. İran şairi
söykü:
BİR PAN’IN ÖĞLEDEN SONRASI İÇİN PRELÜD
o sabah tepemde uçuşan bir sürü sinekle içeriye girmiştim ve bu söyküyü de sanki hiç bitmeyecekmiş hissi uyandıran gökyüzü peyzajlı geniş imgeler ile düşünmeye karar vermiştim
(içeride) kapkara bir kedinin beyaz porselen tabaklar üzerinde gezinirken çıkardığı küçük narin çıtırtılara benzeyen seslerle çalışan makineler
ağızlarındaki binlerce duyargasıyla birşeyler yemekte olan yengeç türü canlıları andırıyordu
dışarıdaki bahçede ağaçların
sonbaharın etkisiyle yere düşen yaprakları her saniye biraz daha soluyordu
ve biliyordum ki zaman her yerde aynı kararlılıktaydı
kasımbindokuzyüzdoksanüç
bil ki ölümüme sebep olmanı isterdim
rüzgârın uğultusuyla sallanan dallar
altındaki mezarım bir gün
yağmurun selleri ile açılıpta
saçılmışsa kemiklerim
etrafa
ve köpekler kapışıyorsa
seni hâla seviyor olacağım
ve kafatasım sırıtıyorsa
bil ki
senin için
yirmibirekimbindokuzyüzdoksaniki
irinsiz lir
beni söndürme yak
kıyıcım
ağır ağır gel karların üzerinden
çeliğin parıltısını bir an görebileyim
soğuk olsun ama içimde ateş olsun isterim
yak
gövdemi ayırırken ikiye ve ruhuma
seni sonsuza kadar görebileyim
kıyıcım
altın zırhına dökülen saçlarına
kar yağarken
ve bana ölümü tattıracakken
kara akıyor kılıcın
yirmidörtaralıkbindokuzyüzdoksaniki
düş üstüne düş üş
düş ülkesi ikarus’un düşüşleri
hakkındadır
tahtadan bir KARanfil oyulmuş
meşeden bir neşe koltuğudur sallanır
ikitemmuzbindokuzyüzdoksaniki
„Hak, aynı zamanda kendi nefsini karanlık perdelerle vasfetti. Bu perdeler tabiattaki cisimlerdir“
Fisus-ül-hikem / Muhiddin-i Arabi
“Her hayvan bir neş’e çıkınından başka bir şey değildir. Her şey var olmayı sever, her varlık da neş’elenir; lezzet şeklini aldığı zaman neş’eye meyve, şarkı şeklini aldığı zaman da kuş dersin.”
Yeni Nimetler / André Gide
söykü:
bir çocuk ve bir katilin ölümü
oldukça yaşlı bir korsan eskisiydi
onu tanıdığımda
dedem
belkide yüzlerce kişinin katili
gemisinin güvertesinde
küfürlerle karışık acımasız emirler yağdıran
sağa sola
ve kimseye merhamet beslemeyen
buna karşılık çok acıklı bir hayat geçirmiş
ve –ah anne
diye öldü doksanında
bir yatakta
kan kusarak beyaz çarşaflara
engin denizlerin azgın rüzgârlarıyla
kavrulmuş yüzünde
derin yaralarıyla
kasımbindokuzyüzdoksanüç
açıklamalar:
*bu görüngü’nün 22-ocak-1998’de ikinci çoğaltımı yapılmıştır
* bu görüngüde yer alan
« kendine mütehasıs deve kervanlarında gezinen bulanık gözlü bi geç yavrudan öğütler » isimli metin çok değerli arkadaşım
(metnin de altında belirtildiği gibi) Aslan Cem ŞAHİN’e aittir
*bazı metinlerin altlarında farklı isimler ve bazı açıklamalar yazılı olmasına rağmen bunların hiçbiri doğru olmayıp bu metinlerin tümü tarafımdan yazılmış isimler de tarafımdan yaratılmıştır
*şimdi tarih 27 temmuz 2004 yaz ve sıcak
polikinikdilemma@hotmail.com
polikinikdilemma@yahoo.co.uk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder